Büyük Şehrin sosyo-ekonomik baskısı altında İstanbul’da biraraya gelemeyen akrabalar kök soylarının kaynağı köylerde buluşuyor. Bu olgu en fazla göç veren illerden biri olan Kastamonu köylerinde daha çok yaşanıyor.
Kastamonu köylerinden Büyük Şehirlere giderek oralarda yerleşen hemşehrilerin ve akrabaların göç eden kuşaktan sonraki yakınları ve akrabaları birbirlerini    dahi tanımıyorlar.
Bu olgulardan nasibini alan köylerden biride Kastamonu’nun İnebolu İlçesinde bulunan eski adı “Çerçille” olan “Gökbel” köyüdür.
Köyün Muhtarı Bilal Özden her fırsatta büyük şehirlerdeki hemşehrilerine en azından tatil ve Bayramlarda köylerini ziyarete çağırıyor.

Sılah-i Rahim duygusuyla köylerine gidenler büyük şehirlerin atmosferinden kurtulduktan sonra köylerinde yaşamın tadını da almaya başlıyorlar.
Orman, deniz, göl ve akarsuların yansıttığı yeşil ve mavi renkler iç içe... Yöresel yiyecekler ise ayrı bir haz veriyor insana...
Kökleri Gökbel köyünden gelen Arslan, Çetinkaya ve Aydın aileleri de bu anlamda Gökbel köyünde biraraya gelip hasret gidermenin, temiz hava almanın, kaynak suları içmenin, orman serinliğinin ve yöresel yiyeceklerin tadını çıkardılar. Yörenin meşhur “Kulaklı Makarna”sını birarada yemek fırsatını buldular. Türkiyede 10 kahvaltı mekanından biri olarak seçilen yol üzerindeki “İzbeli Çiftliği”nde kahvaltı ettiler. Her fırsatta fotoğraflar çekildi.
İnsan hayatında iz bırakan anıları aşağıdaki fotoğraflarla görüntülediler. Darısı başkalarının başına... 

31.Temmuz.2011