Ekibiyle beraber yeniden DP İstanbul Maltepe İlçesi Başkanlığına seçilen Gülay Ezibay, kongreyi açış konuşmasında partililer arasında birlik ve beraberlik istedi.
Kongre Başkanı ve GİK Üyesi Ali Öz, Demokrat Partinin yeniden şahlanacağını ve eski günlerine kavuşacağını söyledi.
Kongrede konuşan DP GİK Üyesi İbrahim Çetinkaya ise 28 Şubat’ı yorumladı ve kısaca :
“
28 Şubat 1997\'nin 1 numarası Demirel konuşmuyor, 2 numarası Erbakan Hakka yürümüş ancak yaşamı süresince o dönemin derinliğine inen bir konuşma veya açıklama yapmamış, 3 numara Çiller de konuşmuyor ancak tablonun içersine kendi fotografını yerleştirenler konuşuyor, ahkâm kesiyorlar...
Yazılı ve görsel basında olabildiğince geniş yer alan yorumcular o kadar ileri gidiyorlarki adeta o gunku gelismelere yön vermisler.
Örnegin bulundugu makam geregi elde ettigi istihbaratı zamanın Cumhurbaskanına ve Basbakanına vermek olan bir bürokrat verdigi istihbarat bilgilerini Devlet kurumlarına vermekten vazgeçtiğini acıklıyor. Neden vazgeçmis ! Cünkü Cumhurbaşkanı kendisinden aldığı bilgileri Genel Kurmay Başkanına bildiriyormuş. Bir Cumhurbaşkanının hangi bilgileri Genel Kurmay Baskanına bildireceğini emrinde çalıştığı bürokratamı soracak ? Dünyanın neresinde böyle bir devlet anlayışı vardır! Bu bürokrat acaba o dönemde hangi bilgilerin akışını tavır içersinde olduğu için durdurdu ! Bu sorumsuzluğun hesabını verebilirmi acaba ?...Özrü kabahatinden büyük...
28 subat sürecinde şu veya bu şekilde bulunmus olan veya gelişmeleri gözlemlemiş olan çok sayıda siyasetçi kendi açılarından dayanaksız yorumlar yaparak kamu oyunda öne çıkmak istiyor ancak sözlerinin bazen telaffisi mümkün olmayan tahribatlara yol açtığını dikkate almıyorlar... Kamu oyunun kafasını bulandırıyorlar...
Başbakan Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Arınç direkt ve dolaylı bir uslupla 28 Şubat’dan Demirel’i de sorumlu tutmak ve DP’yi Demirel üzerinden demokrasi kulvarının dışına iterek darbecilerle aynı safta göstermek istiyorlar. DP misyonuna sahip çıkmak istiyorlar...
Oysaki işin aslı böyle değildir...
Demirel, Demokrat Partinin 27 mayıs ihtilalinde kapatılmasından sonra demokrasi bayrağını her koşulda burca diken bir liderdir... sandık yolunun kapanmaması için, milleti temsil eden parlamentonun açık tutulması için büyük özverilerde bulunmuştur. Gerek 27 mayıs ihtilali, gerek 1971 muhturası , gerek 1980 ihtilali süreçlerinde halkın tek gücü olan sandık yolunun ve parlamentonun açık tutulması için sergilediği siyaset demokrasinin bugüne ulaşmasını sağlamştır.
28 Şubat 1997 de ordu irtica hassasiyetini MGK kararlarına yansıtmıştır...
Kararları Başbakan dahil MGK üyeleri imzalamıştır...
Kurulan Refahyol koalisyon Hükümetinin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’dır. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’dir.
Ordunun irtica hassasiyetinden kaynaklanan gelişmeler karşısında Demirel’in gösterdiği gayret ve sergilediği politika sonucu bilinen ifadeyle ‘asker kışlanın kapısından geri dönmüştür’.
28 Şubat ; 1960 ihtilaliyle, 1971 muhturasıyla, 1980 ihtilaliyle eşdeğer değildir...
28 Şubat 1997’de Hükümet görevine devam etmiştir...
Olası darbe boşa çıkarılmıştır...
Refahyol Hükümeti 28 şubat’dan aylar sonra daha çok kamu oyunun tepkisi ve siyasi nedenlerle istifa etmiştir...
Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel basiretli bir idareyle hem askerin müdahelesini önlemiş, hem hükümetin devamını sağlamış ve hemde parlamentonun kapatılmasını önlemiştir...
Türkiyede Parlamentonun halen açık olmasında Demirel’in büyük katkısı olduğunu göremeyen siyasetçi “bakar kördür”.
Başbakan ve yandaşları inkarcılık içersinde olmamalı, siyasi ikballerinin Demirel’in kapatılmasını önlemek için her yola başvurduğu Parlamentoya borçlu olduklarını unutmamaldırlar...
Her siyasetçi gibi Demirel’inde eleştirilecek tarafları olabilir ancak Demirel’i 28 Şubat üzerinden sorumlu tutmak isteyen siyasetçiler demokrasiye inanıyorlarsa söylem ve tavırlarının aksine her 28 Şubatta onu ziyaret edip elini öpmelidirler.
DP ve devamı partiler halkın iradesini parlamentoya yansıtan misyonun tek temsilcisidir.
“
dedi.
Kongreye delegelerin yanında DP GİK ve MKK Üyeleri, İstanbul\'un il ve ilçe yöneticileri, mahalle muhtarları, sosyal ve mesleki kurum yöneticileri ile çok sayıda partili katıldı.
Aynı gün İstanbul Tuzla İlçesi ve Gaziosmanpaşa İlçesi kongreleri de yapıldı.
4 Mart 2012