Partisinin Uşak İl Kongresi\'ne katılan Hüsamettin Cindoruk, DP\'nin Türkiye\'nin kök hücresi olduğunu söyledi, her organizmanın kendi kök hücresine sahip çıkması gerektiğine dikkat çekti. DP\'nin Türkiye\'nin yakın tarihine yön veren bir parti olduğuna değinen Cindoruk, \'\'Ülkenin kalkınmasına önemli katkılar sağlamış merkez bir partiyiz. Cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çıkan, halkıyla, ordusuyla barışık bir parti olmakla gurur duyuyorum. DP\'nin siyasi anlayışının temelinde köylü, esnaf, işçi, memur ve emekliler var. Biz bütün insanlarımızı kucaklayan bir demokrasi geleneğinden geliyoruz. Milli ve manevi değeri istismar etmeyiz. Müslümanlık insanların vicdanlarında, Cumhuriyet yasalarının güvencesi altındadır. İmam hatip liselerini ve ilahiyat fakültelerini kuran yine biziz. Türkiye\'deki 95 bin caminin 40 binini yapan biziz. Bizimle kimse dindarlık meselesinde yarışamaz. Bizim için mezhep kavgası yoktur. Sünniler de Aleviler de aynıdır. Türkiye sünni cumhuriyet değil laik cumhuriyettir\' dedi.

DP\'nin devletin kurumlarıyla mücadele etmek yerine halka hizmet etmek istediğini belirten Hüsamettin Cindoruk, partisinin geleneğinde vatana, orduya, ve yargıya ihanet olmadığının altını çizerek şunları söyledi: \'\'AK Parti Hükümeti cumhuriyetin temel ilkelerine karşı politikalar ortaya koyarak, cumhuriyete karşı devrim yapmak istiyor. Cumhuriyeti biz kurduk. Bu cumhuriyet bir haritanın üzerinde yabancı devletlerin emriyle kurulmadı. Biz bir savaş yaptık, orduları yendik kanla şehitle bu ülkenin sınırlarını çizdik. Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bir bütündür. Cumhuriyetin sınırlarını, bölünmez bütününü tartışanlara karşı savaş sözümüz var. Bu hükümet bu Cumhuriyet\'i savunmaya muktedir değil. Cumhuriyetin niteliğini ve niceliğini değiştirmek istiyor. Benim için Yassıada mahkemesi ile Silivri mahkemesi arasında fark yok. İkisi de haksız. Ben çağdaş bir demokrasi yaşamak istiyorum.\'

Cindoruk sert bir dille eleştirdiği hükümetin terör örgütü ile müzakare etmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Devletin terörle pazarlık yapamayacağına dikkat çeken Cindoruk sözlerini şöyle sürdürdü:

\'\'Bakınız terörle mücadele eden ordumuzun şehit sayısı 6 bini geçti. Ordu terörle, hükümet orduyla mücedele ediyor. Böyle bir şey olmaz. Türk halkının göreve çağırmak için buradayız. Türkiye devleti güçlü bir devlettir. Bu iktidar döneminde vatanımızın toprakları tartışılır hale geldi. Bölünme o kadar sık söylenir hale geldi ki bir takım cezaevi hükümlüleri Türkiye\'nin bölünmesi gerektiğini söylüyor. Önce vatan daha sonra diğer hak ve özgürlükler savunulur. Türkiye Cumhuriyeti\'ne silah dayatarak, insanlarımızı şehit ederek, canlarımıza kıyarak, silahı kullanan bölücü örgüte Türkiye\'nin vereceği hiçbir taviz yoktur. Bu hükümeti terör örgütüyle yaptığı müzakereden dolayı ayıplıyorum. Hapishanede oturan adam size süre tanıyor. Silahlı eylem yapmakla tehdit ediyor. Bunu anlamak mümkün değil. DP silahı silahlı eylemi ve eylem yapanlarla müzakere edenleri reddediyor. Devlet terörle müzakere etmez onları ezer geçer. Ordumuzun terör sorununun çok kısa sürede sona erdireceğini düşünüyoruz. Siz generalleri bir gün ordu evine, ikinci gün cezaevine, üçüncü gün emekliye ayırıyorsunuz. Terörle böyle mücadele edilmez. Orduyla kavga eden hükümet olamaz.\'

Cindoruk, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı\'nın \'Sultan\' olarak adlandırılmasının yanlış olduğunu söyledi. Lübnan\'da konuşma yapan Başbakan Erdoğan\'a \'Sultan\' denmesinden rahatsız olduğunu ifade eden Cindoruk, \'\'Türkiye Cumhuriyeti\'nin sultana gereksinimi mi var? Başbakan bizim sultanımız olamaz. Başbakanla kelime yarışına girmek bana yakışmaz. Ancak bu çok yanlış. Hükümet her alanda kadrolaşıyor. Güya referandum sonrası özgürleşecektik. Referandum sona erdi. Ülkede ne değişti. Cumhurbaşkanı Gül\'e AK Parti\'nin eş başkanı dedim. Doğruda dedim. Bu gün ülkemizde kişisel yönetim ortadadır. Bu seçimlerde üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Bunun için bu iktidardan kurtulmak zorundayız. Bu hükümetin muhalefetle tanışması gerekiyor. Tarafsız bir Cumhurbaşkanı seçmek zorundayız. Ekonomiye hizmet ediyorum, duble yol yapıyorum diye Cumhuriyet\'in temel ilkelerini tahrip etmeye kimsenin hakkı olamaz. Türk kadını Türk halkı işsiz. Her evde bir işsiz var. Bugün ülkemizde bir emekliye günde 3 gram et düşüyor. Altın yollarla gümüş evlerle donatsanız bu ülkeyi insan haklarını yükseltmezseniz, başarısızsınız. Zor iş adil olmaktır\' dedi.

YÜLÜKLÜ GÜVEN TAZELEDİ